TÜRKİYE'DEKİ İŞSİZLİĞİN ve EKONOMİK KRİZİN NEDENLERİNİN BAŞINDA ANKARA

Türkiye'de İşsizlik ve ekonomik Krizin nedenlerinin başında bazı yöneticilerin Türkiye halkını ve Türk ulusunu baş tacı edilecek ülkenin birinci sınıf vatandaşları olarak değil de vergi zamanlarında yolunacak kaz, geri kalan zamanlarda ise saldım çayıra mevlam kayıra zihniyeti ile yönetilecek sürü olarak görmesinin yanında bundan cesaretle de IMF ve dünya bankasının yanlış reçetelerini uygulamaktaki şaşmaz...Devamı>>

MÜSLÜMAN MİLLETLER MAZLUM MİLLETLERDİR.
 

BU, ekonomi ve sosyoloji bilimleri açısından da böyledir.

İnanılacak gibi değil ama tesadüfî (rastlantısal) olarak da böyledir.

 

Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında Müslüman devletler yoktur. Müslüman devlet olur mu olmaz mı, devletin dini olur mu olmaz mı, laik kime denir ve saire gibi konular da ayrı bir tartışma konusudur ya; hadi milleti Müslüman olan devletler diyelim ya da kısaca...

Devamı>>

HZ. MUHAMMET KARİKATÜRLERİ ve BATI KÜLTÜRÜ

Don Kişot'un sorularına verdiğim yanıtların 3cü bölümünde karikatür ve ideoloji konusuna değinmiştim ve her sanat dalının hakim ideoloji tarafından şu yada bu şekilde yönlendirildiğini belirtmiştim. Türkiye devletinin belirgin bir sanat politikası olmadığından ama sanatın dostu da olmadığından dem vurmuştum. Türkiye sanatının dışarıyla ilişkili olup halkı uyutucu amaç taşıyıp taşımadığını sorgulamıştım.
Devamı>>

KANDİL mi YOKSA CANDLE mi?

KANDIL kelimesi YAGIN ICINDEKI FITIL SEKLINDE ILKEL AYDINLATMA ARACI olarak bilinmekle beraber, INGILIZCE CANDLE seklinde yazilan ve Turkce okunusu KENDIL olan MUM diye bildigimiz eskiden ISPERMECET BALINALARININ YAGINDAN YAPILAN aydinlatma aracindan köken ve anlam olarak gelmektedir. Tipki DAVUT adinin hristiyanlarda DAVID, Ibrahim'in Abraham, Iskender adinin Alexandr olmasi gibi... Kandil ve CANDLE arasindaki ilinti, iliski ve benzerlik budur...

Devamı>>

ATTİLA İLHAN'LA BİR ANI...

Yıl 1982 veya 83 idi. Sanat Olayı diye bir dergi yayınlanıyordu o zamanlar Cağaloğlu'nda. Elimde baston, o dergiye zaman zaman gider gelirdim. Rahmetli Abdi İpekçi'nin kızı da o dergide yöneticiydi.Derginin genel yayın yönetmeni Ülkü Karaosmanoğlu adında bir bayandı.

 

Benden tam sayfa basılmak üzere karikatür isterlerdi, hayret para da öderlerdi.

 

Çünkü derginin yayın danışmanı Attila İlhan'dı.
Devamı>>

KARİKATÜRCÜLÜK ve REKLAMCILIK

ERDOGAN KARAYEL TARAFINDAN  ALMANYA'DA YAYINLANAN DON KISOT DERGISININ SORULARINA FARUK CAGLA TARAFINDAN VERILEN YANITLAR)

SORULAR;
1) kendi mizah anlayisin dogrultusunda karikatürün tanimi?
2) türkiye'de ve dünyada karikatür.. aradaki farkliliklar?
3) günümüz mizah dergileri mizah acisindan doyurucu mu?
Devamı>>


MATBAADA GRAFİKER İNSAN MI MAKİNE Mİ?

BILDIGINIZ GIBI  BIR SURE ONCE KALP AMELIYATI OLDUKTAN HEMEN SONRA HAKSIZ YERE ISTEN CIKARTILDIM. BUNUN UZERINE ISTEN CIKARTILMA SURECIMI ANLATAN BIR YAZI YAZDIM VE ORADA MATBAALARIN CALISMA   KOSULLARINI VE CALISANLARIN SIKINTILARINI  KISISEL OZEL SORUNLARIMLA BIRLIKTE ELE ALDIM VE BU YAZIYI BAZI SITELERDE...

Devamı>>

SANATA veya ZENAATA PARA ÖDEMEK yada ÖDEMEMEK
 

Sevgili Dostlar,

 

Ulke kosullari bu olunca is hayatinda basari icin baska yetenekler ( yagcilik, dolandiricilik vs. gibi) gerekiyor demisti Kanada'daki dostum Orhan Coplu bir mektubunda bana.. Bu  cok hosuma gitti.

 

Onun  bu konuyu mektubunda yazmakta oldugu anlarda ben ise yalakalık...
Devamı>>

AYILAR ÇİZER DEĞİL YAZAR SEVER AJANSLARDA !

 

AYILAR YAZAR SEVDIKLERI ICIN YAZILI VE SOZLU REKLAMLARI COK BEGENIRLER. SOZ OYUNLARINA PARA VERIRLER. HELE MAGANDA DILINDE YAZILMIS REKLAMLARA BAYILIRLAR.

CUNKU KENDILERI IKI KELIMELIK  NOT PUSULASI YAZAMAZLAR.

 

DIKKAT EDIN, CHAT YAPARKEN BILE CUMLE DEGIL KELIME...

Devamı>>

GRAFİKERLER MESLEK KURULUŞUNA DİLEKÇE

Sayın Yeşim Demir
GMK Başkanı

28 Mart 2007-ISTANBUL

1980 Tatbiki Güzel Sanatlar Grafik Bölümü Mezunu grafik tasarımcıyım.

Bir grafik tasarımcı olarak AŞAGIDAKİ KONULARI TESBİT VE ŞİKAYET ETMEKTEYİM...
Devamı>>

KARİKATÜR, RESİM ve GRAFİK SANATLARIN İLİŞKİLERİ
 

(Bu yazı 20 yıl önce o zamanki Federal Almanya'da Braunshweig şehrinde Kunsthochschule'de

 (sanat yüksek okulu) çizgi film dersi alan Faruk Çağla tarafından yazılmış, yazıldığından 1 hafta sonra  Türkiye'de Somut dergisinde yayınlanmıştır. Aynı yazıyı daha sonra yayın hayatı çok kısa süren Karakare adlı bir dergi de...

Devamı>>

ART DIRECTORLUK (VE REKLAMCILIK) NEREYE GIDIYOR? ASLINDA TURKIYE NEREYE GIDIYOR?

 

1-Yıllardır savunur dururum, reklam ajanslarında reklam yazarları, art directorlerden üstün görülür, GENELLIKLE reklam yazarlari creatif yonetmen olurlar.Ya da YAZARLAR kreatif (yaratici) olarak kabul edilir.GOZ degil SOZ onemlidir.

 

2-Gazetelerde de yazi isleri, hem yazarlara hem...
Devamı>>


NECATİ ABACI'YI BÖYLE UĞURLADIK


19 temmuz benim doğum günümdü. Şirketteki arkadaşlar pasta yaptırmışlar, ama kesin tarihi unutmuşlar...20 temmuz Salı günü sordular, "ne zamandı senin doğum günün" diye, ben de "dün" dedim... "Ya kusura bakma pasta aldık, dolapta beklettik" dediler, "boş ver yarın kutlarız" dedim.

 

Meğer 20 temmuz Salı günü Neco hastaneler arası sürünerek can çekişiyormuş...Önce bir hastaneye yatırmış onu yakınları, orada gerekli sağlık imkanları olmadığından...

Devamı>>

DOKTORLAR "DİREKTEN DÖNDÜNÜZ İYİ Kİ BURADA OLDU" DEDİLER
9 temmuz doğum günüm, yaş 49 olacak...(2006 itibariyle)
13 temmuzda kalp krizi geldi 49 olamayacaktı...

4 temmuzda oğlumla Ayvalıka tatile gitmek için otomobilimle yola çıkmadan önce göğsümde bir ağrı oluştu. Sanki ceviz yutmuş da boğazıma takılmış gibi... Bunu çıkarmak için yapay bir öksürük nöbeti yaratarak epey öksürdüm ve boğazımdan ve ciğerimden salyalar ve salgılar çıkararak, gözlerim yaşarak sanki ciğerimde ne varsa atmayı...

Devamı>>
SANAT ve ELEŞTİRİ

Gerçekleri ortaya koymada başvurulan
yöntemlerden biri de eleştiri oluyor. Eleş­tirinin bilimsel doğrulardan kaynaklan­ması ona bilimsel olma özelliği kazandır­dığı kadar, nesnellik de kazandırdığından eleştirinin haklı olma olasılığı artıyor. Kuşkusuz, bu arada haklı olmayan, bilim­selliği tartışılabilir eleştiriler de yapılabi­liyor.

Böylece, eleştirinin içine öznel olma endişesi girdi mi, eleştiri hemen karşıtını doğurabiliyor ve eleştirinin eleştirisi bir tez-antitez şeklinde...

Devamı>>


SANAT BİLİM FELSEFE

«Hayat, dengeye kavuştukça sanat orta­dan kalkacaktır» demiş, ressam Mondrean.

Niye söylemiş bu sözü? Yaşamın denge­ye kavuşmasının olanaksız olduğundan ötü­rü sanatın yok olmayacağını belirtmek için mi, yoksa sanatın da ölümlü olduğunu be­lirtmek için mi?
Eğer, ikinci olasılığı düşünerek söylemişse, öyle bir dünya olmalı ki bu dünyada sa­nata gereksinme duyulmasın.

Devamı>>

KENDİ KENDİNE SANSÜR
 

Son iki üç aydır, açık ya da kapalı ola­rak sık sık yinelenen bir sözcük sanat çev­relerinde ve özellikle yazın alanında dikkati çekmeye başladı: Sansür.

Nedir bu «sansür»? Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğünün altıncı baskısında san­sür maddesi şöyle tanımlanıyor: «Her türlü yayının, sinema ve tiyatro yapıtlarının hü­kümetçe önceden denetlenmesi işi; yayın ve gösterilmesinin izne bağlı olması.»
Devamı>>

KARİKATÜRÜN TANIMI YAPILAMAZ
 

Karikatürün tanımı yapılır mı? Çeşitli tanımları vardır ama asıl karikatür çizilir! Olmuşsa karikatür olur, belleklere çizilir, olmamışsa belleklerden silinir!!!

 

Bir gülmeceyi, yergiyi veya iğnelemeyi televizyonda veya tiyatro sahnesinde söz düellosu şeklinde oyuncular vasıtası ile canlandırabilsek, bu piyes veya tiyatro olur.
Devamı>>