Türkiye'de İşsizlik ve Ekonomik Krizin Nedenleri
Türkiye'de İşsizlik ve ekonomik Krizin nedenlerinin
başında bazı yöneticilerin Türkiye halkını ve Türk ulusunu
baş tacı edilecek ülkenin birinci sınıf vatandaşları olarak
değil de vergi zamanlarında yolunacak kaz, geri kalan
zamanlarda ise saldım çayıra mevlam kayıra zihniyeti ile
yönetilecek sürü olarak görmesinin yanında bundan cesaretle
de IMF ve dünya bankasının yanlış reçetelerini uygulamaktaki
şaşmaz kararlılığı gelmektedir ama bir de bürokrasi ve IMF
dışında bilinmeyen çok önemli bir kriz nedeni daha vardır...
Bu da İNSAN
KAYNAKLARI krizidir... Buna kültür krizi de diyebiliriz. En
büyük holdinglerimizden en küçük aile şirketlerine kadar,
istisnasız hemen hepsinde hangi işe hangi eleman alınacağı
net ve kesin olarak bilinememektedir...
Bu günkü
Hürriyetin İnsan Kaynakları ekinde hemen iki tane dikkatimi
çeken ilan oldu. Birincisi mesleğim gereği dikkatimi
çekti. İlanın başlığı GRAFİKER ! Altında maddeler halinde
yukarıdan aşağıya doğru 1-Freehand 2-Photoshop 3-Webmaster
yazılmış. Bunların altına da düz satır olarak; Alanlarında
çalışacak grafiker aranıyor diyor... O kadar yanlış var ki,
hangi birini sayayım? Bir kere Freehand ve Photoshop
bilgisayar alanı değildir bilgisayar programlarıdır. Yani
Freehand ve Photoshop programlarını bilen veya kullanan
grafiker arıyoruz diyememişler. Üstelik webmaster
demek ise web programları bilen veya internet sayfası
yapabilen usta demektir, web ustası demektir. Photoshop
alanında çalışacak demek ne kadar saçma ise webmaster
alanında çalışacak demek de o kadar abesle iştigaldir.
Freehand, Photoshop ve web programlarını bilen grafiker ve
webmaster arıyoruz diyemeyecek kişiler, gazeteye ilan
vermişler ve ilan metni yazmışlar.
Bir tanesi daha;
bir reklam ajansı reklam yazarı ve art direktör arıyor.
Reklam yazarı için yazılan çok ilginç; siyasal iletişim
metinleri yazmada tecrübeli reklam yazarı arıyor,
demek ki bir siyasal partinin reklam ajansı, veya bir
siyasal partiden reklam işleri almayı hedef seçmiş ona uygun
reklam yazarı arıyor. Ama siyasal partinin reklam
metinlerini yazma konusunda tecrübeli kaç tane reklam yazarı
var ki, ve bunlar kaç yılda bir bu şansı yakalıyor.? Oysa
bir partiyi iktidara getirecek reklam metinleri yazma
konusunda siyasi bilgisine ve zekasına güvenen, politik
dehasını reklamla birleştirebilecek filan gibi yazsa daha
iyi olmaz mıydı? Yani Kuru fasulye pişirme konusunda
tecrübeli aşçı aranır da, siyasal reklam metni yazmak öyle
elini sallasan ellisine değecek kadar bol mudur bu tecrübe?
Aynı ajansın
yaptığı gafa, kırdığı pota bakın; aynı zamanda reklam
metinleri yazacak, ve yine aynı zamanda yaptığı tasarımları
müşteri karşısında sözlü anlatımla anlatacak art direktör
istiyor. Yani bu kez bir grafik tasarımcıdan hem reklam
yazarlığı hem de müşteri temsilciliği istiyor. Yani 3
kişinin işini bir kişiden istiyor.. Makam söförlüğü ve
tercümanlık ile muhasebe müdürlüğünü de yanında ikramiye
olarak veren çıkarsa bedavadan kabul edebilirler. En ucuz
maaş ile reklam yazarı 2 milyar alır, art direktör de öyle
hadi müşteri temsilcisi de öyle. Eder 6 milyar, hadi
birer buçuktan eder dört buçuk, bu ajansımız art direktöre
dörtbinbeşyüz YTl verecek mi yoksa al şu 3 milyarı zaten
kriz var idare et işte mi diyecek?
Reklam sektöründen
aldığım bu rasgele iki örnek gösteriyor ki, balık deryada
yüzer deryayı bilmez misali, adam reklamcılık yapar ama
eleman ilanı verirken bocalar..
Şimdi de büyük bir
hastaneden; çok büyük bir özel sağlık kuruluşu, tıp
fakültesi mezunu olan, yani doktor olan ve tıbbi malzeme
alım satımı konusunda tecrübeli olan eleman arıyor. Adam
doktorluk fakültesinden mezun olacak ama mesleğini yapmak
yerine pazarlamacılığa heves etmiş olacak ve üç dört yıl bu
konuda uzmanlaşmış olacak. Sen de bunu bulup işe alacaksın.
En düşük doktor maaşı 1,5 milyar (1500 YTL), en yoksul
doktor ne yapıp edip iki işyeri bulup bunu 2,5-3 milyara
çıkartıyor. Doktorluk yapmayacak tıp fakültesi mezunu
pazarlamacıya 5 milyar maaş verecekmiş gibi niye ilan
veriyorsun? Onu da bulursan verirsin. Böyle katı ve sert bir
ilana kaç kişi baş vurur? Peki niçin doktorluk yapmaktan
sıkılmış olan, tıbbı malzemeler konusunda
uzmanlaşmak isteyen, hatta doktorların bu konudaki
zaaflarını ve çıkmazlarını bilip onlara en uygun tıbbi
malzemeyi sunacak, tıbbi malzeme ve doktor arasındaki
sorunları çözmekten zevk alacak doktor arkadaşlar arıyoruz
denseydi daha çok işsiz doktor baş vurmaz mıydı? Tıp
fakültelerinin tıbbi malzeme branşı veya uzmanlık alanı var
mı? Sanki varmış da ona göre eleman aranıyor gibi
yazmışlardı..
Aynı IK ekinde bir
de şu haber ilgimi çekti; bir firma doktorlara hastane
yöneticiliği kursu veriyormuş. Bu alanda bir boşluk olduğunu
fark etmişler. Çünkü YÖK bu alandaki hastane yöneticiliği
eğitimini normal lisans programından çıkartıp, 3 yıllık
lisansüstü programa koymuş. Yani eskiden bir öğrenci 4
yıllık bir fakültede hastane yöneticiliği okuyacak ve özel
bir hastanenin başına geçecek iken şimdi 4 yıl başka bir dal
okuyacak, belki 6 yıl okuyacak, sonra da 3 yıl hastane
müdürlüğü için master yapacakmış. Bunun uzun zaman alacağını
gören uyanık girişimciler, hemen 4-5 aylık hastane
yöneticiliği kursu açmışlar doktorlar için... Hani eskiden
hastane yönetiminden anlamayıp iktidarı hastabakıcılara
kaptıran başhekimler vardı ya, o boşluğu dolduracaklar.
Yukarıdaki ilanla birleştirirsek, niçin doktorlar için tıbbi
malzeme alım satımı kursları açmazlar bunu anlayamadım.
Bir ilan daha;
Şantiyemizde çalışacak Rusça bilen eleman aranıyor. İyi
güzel de her Rusça bileni alacak mısın, ne iş yapacak bu
adam? Taş mı taşıyacak, baş mı kaşıyacak? Belli değil.
Şimdi bu ilanlar
yeterince doğru düzgün amacına uygun, doğru işe doğru adam
arayan ilanlar mı?
Bir de 1 ay kadar
önce gördüğüm, bir yabacı firmanın tümüyle İngilizce olarak
verdiği bir eleman ilanı Türkçe olarak aklımda kaldığı
kadarıyla şöyle;
Genel Müdür
asistanı.
1-Mükemmel
İngilizce konuşup yazabilecek bayan.
2-Dosyalama,
arşivleme yapabilecek.
3-Ofis araç
gereçlerini ve bilgisayarda ofis programlarını
kullanabilecek.
4-Genel müdürün
şirket içi ve şirket dışı programlarını takip edip,
düzenleyecek ve yardım edecek.
5-Sabah 9 akşam
18,00 e kadar haftanın 5 günü çalışacak (ve ayrıca iyice
belirtilmiş, Pazartesiden Cuma dahil, cumartesiye kadar 5
gün denmiş)
İstenenler böyle
sıralanmış, verilecekler de şöyle belirtilmiş;
500 ABD doları
maaş, yılda 15 gün izin, resmi tatil ve bayramlarda izin,
yılda 2 maaş ikramiye, yılda 1 kez ücret artışı. Alınan maaş
üzerinden sigorta.
Aranan bayanın
yaşından başından, fiziksel özelliğinden filan
bahsedilmiyor. Prezantabl denmiyor. Manken gibi güzellik,
işve ve cilve aranmıyor. Çünkü genel müdür sadece ve sadece
büro işlerinde yardımcı arıyor.
Ekip çalışmasına
yatkın denilip huzuru bozmayacak, ağzına vur lokmasını al
tipindekiler kastedilmiyor. Esnek çalışma saatlerine uyumlu
denilip, istediğim saate kadar çalıştırırız denmiyor. Uyumlu
kişilik denilip, ezilmeye razı olmuş veya amirlerine
yağcılık yapacak kişilikler kastedilmiyor.
Kısaca yapılacak
iş belli, aranan insan belli. Bakın bakalım, lütfen bakın,
diğer yerli firmaların verdiği genel müdür sekreteri
ilanlarına . Bu netlikte bu berraklıkta bir ilan bulabilecek
misiniz????
Krizin nedeni
neymiş? Millet eleman arıyor ama nasıl, millet iş arıyor ama
nasıl?
Düzelt bu
ilanların metnini, bak işsizlik yarı yarıya azalıyor mu
azalmıyor mu?
İlan verenlerin
kafası berrak mı ki, işe gireceklerin berrak olsun.?
Eleştirdiğim
ilanları da gazetelere IMF veya Ankara'daki bürokratlar
vermiyor değil mi?
Ama iki satır ilan
metni yazamayacak kadar kültürden ve bilgiden yoksun
iş adamı ve yöneticileri kim yetiştirdi dersiniz?
Yoksa iki satır
eleman ilanı yazamayacak kadar beceriksiz kişiler mi
ekonomik krizleri davet ve ithal ediyor?
Belki de yakın bir
gelecekte yabancıların İngilizce olarak verecekleri şöyle
bir ilan gazetelerde yer alabilir;
Ülkesinin ve
yurttaşlarının, devletinin ve milletinin yüksek menfaat ve
çıkarlarını unutup, kendi menfaat ve çıkarlarını her şeyin
üstünde tutacak, büyük liderinin gençliğe hitabesini hiç
okumamış veya okuduğunu hatırlamayan, bulunduğu
mevkide, görevde ve makamda kilit noktalarda yer alan,
tarafımızdan verilecek her türlü görevi itirazsız ve
düşünmeden büyük bir inançla kabul edecek, söylediğimiz her
kelimeyi hayranlık ve itaatle dinleyecek, tarafımızdan
belirlenecek ekip içindeki çalışmalara ve işbölümüne uyum
gösterecek yüksek düzeyde yöneticiler yüksek düzeyde
maaşlarla ve ömür boyu iş garantisiyle işe alınacaktır.
Not; müracaatlar
gizli tutulacaktır. Siz bizi bulmasanız da biz sizi buluruz.
Belki de bu ilan
görünmeyen gazetelerde, görünmeyen harflerle yayınlandı.
Belki bu ilana başvuranlar iki satır eleman ilanını
yazamayanları yetiştirecek sistemi kurmuşlardır, kim bilir,
olamaz mı?
(F.CAGLA)
|