MÜSLÜMAN MİLLETLER
MAZLUM MİLLETLERDİR.
BU, ekonomi ve
sosyoloji bilimleri açısından da böyledir.
İnanılacak gibi değil
ama tesadüfî (rastlantısal) olarak da böyledir.
Dünyanın gelişmiş
ülkeleri arasında Müslüman devletler yoktur. Müslüman devlet olur mu
olmaz mı, devletin dini olur mu olmaz mı, laik kime denir ve saire gibi
konular da ayrı bir tartışma konusudur ya; hadi milleti Müslüman olan
devletler diyelim ya da kısaca Müslüman milletler veya Müslüman uluslar
diyelim.
Böyle de dersek,
telefonda alo yerine selam ün aleykum diyen, giderken Allaha ısmarladık
veya hoşça kal yerine yine selamün aleykum diyen, Müslüman olmayı kendi
ulusundan ayrılıp, Araplaşma ve her şeyiyle Arap'a benzemek zanneden
kardeşlerimiz Müslüman uluslar da olur muymuş, bir tek Müslüman milleti
vardır diyebilirler.
Müslümanlığının şeklini
sakalıyla, takkesiyle, cüppesiyle, kara çarşafıyla, hatta sarığı ve
birilerinin bir türlü ısınamadığı, ideolojik sembol diye görüp itiraz
ettiği yeni moda türbanıyla dünyaya bir üniforma gibi sunan bu
kardeşlerimiz; Anadolu'da bin yıldır giydikleri oyalı yemenisini,
boncuklu tülbendini, şalvarını, cepkenini, yeleğini, baş örtüsü ve hatta
köylü kasketini bırakarak Arap'ın takkesini ve entarisini giymezlerdi
ama giydirdiler.
Nasıl giydirdiler ???
Önce mazlum millet haline getirildiler.
Atatürk'ün ölümünden
sonra, birileri önce halk üniversiteleri olan halk evleri ve köy
enstitülerini kapattılar. Sonra adım adım çağdaşlaşmanın yerini batı
taklitçiliğine terk ettiler.
Hayatta en hakiki
mürşit ilimdir fendir, prensibini filanca hoca efendiyi mürşit bellemek
şeklinde değiştirdiler.
Takım elbiseli ve
kravatlı, batı sopasıyla gerdeğe giren, emperyalizm ve mandacılık
hayranı Tanzimat aydını tipleri eğitim kurumları ve medya yardımı ile
oluşturdular . Bunların karşısında da haklı olarak onları beğenmeyen
fakat kurtuluşu tekkelerde, dergahlarda, mürşidlerde arayan Müslümanlık
diye Araplaşmayı anlayan, ulus olmak yerine ümmet olmayı isteyen bir
kesimi var ettiler.
Sanki Anadolu'da
insanlar İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Almanca konuşuyormuş gibi,
yabancı dille eğitim yapan liselere sanki özellikle köy enstitüleriyle
dalga geçer gibi Anadolu Liseleri adını verdiler.
Karşı tarafı da
beslemek ve çatışmayı körüklemek için imam ve din görevlisi yetiştirmek
amacıyla kurulan İmam Hatip okullarının sayısını "millet dinini öğrenmek
istiyor" gerekçesi ile çoğaltarak "batılılaşma" karşısına
"doğululaşma"yı çıkardılar.
Bir taraftan
batı'nın ekonomik ve kültürel emperyalizmi, bir taraftan Araplaşma
eğilimi ve Müslümanlık adına Arap kültür emperyalizmi.
Bundan iyi
medeniyetler çatışması olur mu?
Ve ikisi de aynı
kaynaktan yönetildi. Batı hayranı olanlar yüreğini, beynini ve bedenini
batıya sunmuşlardı, dolara tapıyorlardı.. Diğerleri ise faiz haramdır
diye yine dolara yatırım yapıyorlardı.
Her iki durumda da
kazanan yine dolar oluyordu. Dolar böyle birilerinin cebine dolarken,
bir türlü dolmayan mazlumların cebi oluyordu..
Belki kibarlık olsun
diye dünyanın gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeleri denilen, aslında
geliştirilmeyen ya da gelişmesi engellenen Müslüman ülkeler bu veya
buna benzer oyunlarla, şeytan zekalı toplum mühendislerince her ülkenin
koşullarına uygulanacak biçimde biçimlendirilirken, amaç tek ve bir tane
idi ; Müslüman eşittir mazlum.
Bir Amerikalı
konuşurken Müslüman diyecek olsa nasıl telaffuz ediyor, biliyorsunuz
değil mi; mazlım. diyor. Adeta mazlum der gibi. Yani haklı fakat güçsüz.
Ezilen. Eziyet gören.Zalim karşısında zulüm gören.
Bu rastlantı mı???
Yoksa bilimsel gerçek mi???
Dikkat edin, batılı
karikatürcülerin çizdiği Müslüman tiplemeleri de hep kırk haramiler
gibi, Hintli Mihraceler gibi eli palalı, ağzı salyalı tipler.. Sakallı,
cüppeli, sarıklı, çarşaflı, ilkel ve kana susamış vahşi tipler.
Bunlar da batı
laboratuarlarında veya gizli servislerinde var edilip önce komünizme
karşı kullanılmadı mı???
Eee, sen Müslümana
"mazlım" deyip mazlum hale sokarsan, elbet o da karşısında kapışacağı
bir zalim bulacak. Ne yazık ki zalimler yerine bazen mazlumları da yok
edecek. Bazı mazlumlar da kör olursa tuttuğunu öpecek. Kurunun yanında
yaş misali..
Çok kirli bir oyun, çok
kirli yönetmenler, çok kirli oyuncular..
Medeniyetler çatışacak
ve birileri yok olacak.
Aztek'ler, İnka'lar
ve Mohikan'lar da böyle yok edildi. Onlar Müslüman değillerdi ama
mazlumdular. Onlar da kovboy filmlerinde vahşi ve ilkel olarak
gösterildi. Onların da toprakları işgal edilmişti.
Tıpkı son Mohikan
gibi, son Müslüman. İngilizce söylenişi ile last mazlım. Sanki son
mazlum.Ürkütücü değil mi???
Kendini bilen
karikatürcü bu oyuna alet olmamalı, taraf olmamalı. İyice emin olmadan
kalemi eline almamalı. Belki bazen çok zor ama, kalem her zaman hakkın
ve haklının yanında olmalı.
Faruk Çağla
13 Şubat 2006
|