TÜRKİYE İŞ BANKASI İLANI 31 MART  CUMARTESİ 2007  Cumhuriyet Gazetesi

KONSEPT: Türkiye'nin Bankası olmak

BRIEF: Muhtemel ki İş Bankası yetkilileri Reklam Ajansına, son aylarda gündemde       olan yabancı şirketlerin Türk bankalarını satın almalarından duydukları rahatsızlıkları dile getirmişler ve milli/ulusal/yurtsever banka olduklarının vurgulanmasını istemiş olabilirler.
Veya yine muhtemel ki, bu teklif Banka tarafından ajansa yapılmamış, ajansın zeki müşteri temsilcileri veya iş geliştirme uzmanları tarafından kamuoyunda milli banka arayışı hissedilmiş ve bu konsept bankadan brief alınmadan ajansın teklifi olarak bankaya sunulmuş olabilir.

MEDYA PLANI ve STRATEJİ: Muhtemel ki İş Bankası gibi Türkiye'nin en eski ve sayılı bankalarından biri olan bankanın ilanları itibarına uygun olarak yazılı basında çeyrek sayfadan daha büyük boyutlarda yer almalı ve Türkiye'nin ciddi gazetelerinde yayınlanmalıdır. Bu nedenle en başta Cumhuriyet gazetesi bu misyona uygun bir yayın kurumudur. Muhtemel ki bu ilan Hürriyet ve Sabah grubu gazetelerde de yayınlanmıştır ama, magazin dergilerinde yer aldığını düşünmüyoruz. 

YARATICI TEXT VE GÖRSEL DİZAYN (Creative text and creative visual design); Muhtemel ki İş Bankası gibi büyük bir ciddiyeti, ağırlığı ve güvenirliği bulunan bir bankanın  TÜRKİYE'NİN BANKASI olduğu yalın ve sade bir anlatımla, kimseyle polemiğe girmeyecek kadar ağırbaşlı ve tartışılmaz doğruları içerecek üslupta olması YARATICI TEXT bakımından önemlidir.

Bu ciddiyete ve yalınlığa yakışır temizlik ve ciddilikte, seçkin ve elegant hava içinde, ferah, beyaz boşluklar hayli fazla, bakıldığı zaman güven uyandıracak, pahalılık ve şatafattan uzak fakat ucuz olmayan, hayli ağır yayın bedeli ödenmiş bir tasarım hissi uyandıracak  YARATICI GÖRSEL DİZAYN uygulanması planlanmış olabilir.

Ekteki resimde alıntısını gördüğünüz  ilana bakıldığında bu duygular uyanmaktadır. Şimdi bunların ne kadar başarıldığına bakalım.

1.ELEŞTİRİ: İlandaki beyaz boşluk alanları gereğinden fazla verilmiştir, okunmayı kolaylaştırmak yerine beyaz boşluklar metni ezmiştir. Adeta oksijen vereyim derken aşırı oksijenden boğulma olayı yaşanmıştır.

2.ELEŞTİRİ: İlandaki beyaz boşluk alanları gazete kağıdının inceliğinden dolayı, ilanın arkasında bulunan baskıları da göstermiş, beyaz boşluklar ilana seçkin bir hava vermek yerine, arkasındaki görüntü ile birleşerek berbat bir manzara arzetmiştir. Buna matbaacılık deyimiyle arka vermek denir. Bu durum ajansın creative kadrosu tarafından iyi hesaplanmamıştır. Dolayısı ile avantaj dezavantaja, kazanç kayba dönüşmüştür.

3.ELEŞTİRİ: İlanda prestij duygusuna ulaşmak için illa da beyaz boşlukların gereğinden fazla kullanılması gerekmiyor... Elbette sütun santim ölçüleri ve ilanın boyutları da bir prestij unsurudur, fakat başlık, metin veya text formatlarını da büyüterek, onları beyaz boşluklarla gerçekten daha dengeli olarak kullanarak daha bir anıtsal etki, daha bir prestij çağrışımı yakalamak mümkündür.

Zaten bu nedenle akademilerdeki grafik derslerinde tipografinin kapladığı alan ile zemindeki boş alan arasındaki geometrik oranlar, alanlar arasındaki dolu-boş ilişkisi konuları okutulmaktadır. Bunların her biri değiştiğinde değişik psikolojik etkiler vermektedir.

Bu kurallar iyi uygulanmadığı zaman, büyük bir ilanda, büyük beyaz boşluklar ve minicik puntolar... Bu kez temizlik ve seçkinlik hissi, siliklik, solukluk ve hafiflik... giderek güçsüzlük haline dönüşüyor.

4.ELEŞTİRİ: Aynı punto küçüklüğü eleştirimiz ilanın başlığı için de geçerlidir... Aslında görsel espri çok güzeldir. O güzel fotoğrafın yanında başlık başka bir diziliş şekliyle ve daha büyük puntoyla yer almalıydı, ve elbette resim de daha büyük olmalıydı...

SONUÇ;  Minik her zaman seçkin ve şirin değildir, bazen ufaklık ve hafiflik hissi de verir. Minik bir spor araba dev gibi bir adama gerçekten minik gelebilir.
İlanın dışını büyük içini küçük yaparsanız silah geri tepebilir.

ÖVGÜ: Herhangi banka olmak paranın 1 lira yazan yüzü ile, Türkiye'nin Bankası olmak ise paranın Atatürk portresi olan yüzüyle anlatılmış. İşte bu fikir, bu yaratıcı düşünceye şapka çıkartılır. Bu konsept ancak bu kadar yalın ve sembolik olarak anlatılabilir...

Ama ne yazık ki, yukarıdaki eleştirilerimde belirttiğim gibi bu yaratıcı düşüncedeki grafik uygulama çok usta bir art direktörün elinden veya ekibinden çıkmadığı için, seçkinlik hissi vereceğim diye ufaltılmış, sanki ufal da cebime gir haline gelmiş...

Oysa o paraların arkalı önlü fotoğrafı ve yanındaki başlık, tek başına ve dev gibi kullanılarak bill board olur, afiş olur. Malzeme çok güzel, tek sorun o malzemeden değişik lezzetlerde değişik yemekler yapabilecek aşçıların olup olmaması.